11 Kasım 2011 Cuma

Karışık dolma


Uzun bir sessizlikten sonra merhaba..
Son günlerde yaşadıklarımız ülkem ve ailem için zor günlerdi.. Ülkem şehitlerimizle sarsılırken Van'da yaşadığımız deprem afetini yaşadı.. Depremde kaybettiğimiz kardeşlerimize allahtan rahmet , kalanlara da sabırlar diliyorum. Ve inşallah bu yaşadıklarımız hem ülkem için hem de ailem için son olur...Güzel ve sağlıklı günler görürüz...

İstanbulda minik topan patlıcan bulunmuyor. Nedenini anlamadım.. Bizler patlıcan dolmasını minicik patlıcandan yaparız.. Bu yüzden de en son Mersine gittiğimde dolmalık patlıcanlarımı alıp geldim.. Bir süredir sağlık problemleri yüzünden yapamadığım dolmalarımın zamanı geldi. Bugün ilk iş olarak patlıcan ve kabaklarımı oyup dolmalık hale getirdim.. Akşamdan suya koyduğum salamura yaprağımı da sürekli suyunu değiştirerek tuzunu aldım..Hafif sıcak suda haşladım ve sarılacak hale getirdim.. Bu hazırlıklar tamamlandıktan sonra sıra iç hazırlamaya geldi.

İç malzemeler :  3 orta boy soğan ( rondodan geçirdim ince kıyım )
3 küçük domates
1 su bardağı pirinç
350 gr. yağlı koyun kıyması
4-5 diş sarımsak
1 demet maydonuz
Tuz
Karabiber
Yeteri kadar sıvıyağ (mısır özü ve zeytinyağ karışımı )
Nar ekşisi
Domates ve biber salçası (karışık koyarım)

Sosu İçin : 
Limon suyu
4-5 diş dövülmüş sarımsak
1 yemek kaşığı kuru nane


İç malzemeler karıştırılıp dolmalar doldurulup sarmalar sarılır.. Tencereye yerleştirilir. Pişmeye yakın limon suyu dövülmüş sarımsak karıştırılır. Bu karışım dolmalar ve sarmaların üzerine yemek kaşığı ile gezdirilerek dökülür..En üste de kuru nane serpilir. Birkaç taşım kaynadıktan sonra altı kapatılıp dinlenmeye bırakılır.




Küçük bir öneri : Kabakların oyulan içlerini hafif yağda öldürerek sarmısaklı yoğurtla karıştırabilirsiniz....


Afiyet olsun...

5 Kasım 2011 Cumartesi

İyi bayramlar...



NEFES ALMAK BAYRAMDIR MESELA

Hayata rastgele serpiştirilmiş ilahi ikramlar, kıymet bilen kullara her daim bayram yaşatır.
Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz
kalınca anlar insan...
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir;
sevmeninkini yalnızlık...
Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni
kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp "Çok şükür bugünü de gördük" diyebilmek...
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Küsken barışmak, ayrıyken kavuşmak, suskunken konuşmak bayramdır.
Bir kitabı bitirmek, bir binayı bitirmek, bir okulu
bitirmek, kâbuslu bir rüyayı, kodeste ağır cezayı bitirmek
bayramdır.
Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir
ilişkiyi bitirmek de öyle...
Vuslat da bayramdır öte yandan...
Endişe içinde beklediğinden mektup almak, telefonda
ansızın sesini duymak, deli gibi burnunda tütenin boynuna
sarılmak bayramdır.
En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini
bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara
düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.
Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede
üstüne serilen battaniye, saçlarını müşfik bir sevgiyle
okşayan anne bayramdır.
"Ona güvenmiştim, yanılmamışım" sözü bayramdır.
Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram...
Yeni bir sözcük öğrenmek, bir tünelin sonuna gelmek,
müzmin bir işin kapısını çarpıp uzun bir yola çıkıvermek
bayramdır.
Zorluklara tek başına göğüs gerebilmek, gereğinde
haksızlığın üstüne yalın kılıç yürüyebilmek bayramdır.
Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış
ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son
taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda
karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi,
nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Sonrasında gelen ilk diş bayramdır, ilk söz bayram, ilk
adım, ilk yazı, ilk karne bayram...
Güne gülümseyerek başlamak bayramdır.
"İyi ki yanımdasın" bayram, "Her şeyi sana borçluyum"
Bayram, "Hiç pişman değilim" bayram...
Evlatların mürüvvetini görebilmek, eve dolu bir torbayla
gidebilmek, konu komşuyla yarenlik edebilmek, akşamları
eskimeyen bir keyifle çay demleyebilmek bayramdır.
Zamanı donduran eski fotoğraflara nedametsiz bakabilmek,
altı çizilmiş eski kitapları aynı inançla okuyabilmek, yol
arkadaşlarının yüzüne utanmadan bakabilmek bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta
ölebilmek bayram...
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz
her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör
akıllılıktan evladır.
Her gününüz bayram olsun..!


Can Yücel